28 Nisan 2009 Salı

Dar Alanda Kısa Paslaşmalar


sinema ve futbol.. hayatın olmazsa olmaz iki ayrı tadı.. ikisini birleştiği zaman tadına doyulmaz bir görsel şölen çıkıyor ortaya.. Dar alanda kısa paslaşmalar üzerine uzun uzun yazılması gereken, bu toprakların mahalle kültürüne ait naifliği değişen zamana karşı dik durabilen güzel insanların hikayesiyle harmanlayan bir futbol filmi.

amatör ruhlu futbolun endüstriyel futbola karşı mücadelesini, semt insanlarının yaşadığı duygusal sarsıntıları işleyerek anlatan serdar akar'ın kültleşmiş eseri üzerine ahkam kesmek boynumuzun borcudur. sokağın dilini başarıyla kullanan akar, dar alanda kısa paslaşmalar için belirlediği oyunculuk kadrosuyla turnayı gözünden vurmuştur. oynadığı her rolün hakkını mükemmel bir performansla veren, gemide'nin kült adamı erkan can, tutunamayan karakter kaleci torba suat'a çok yakışmış, müjde ar aynur rolünde sanatını konuşturmuş, rahmetli savaş dinçelçizdiği hacı tablosuyla karizma dersi vermiştir. zengin futbol patronu rolünde cem ismiyle karşımıza çıkan uğur polat, 80 sonrası gelişen kontrolsüz liberalizme dayalı, vahşi kapitalizmin temsil ettiği tüm negatif değerleri, harika bir performansla sunmuştur. yardımcı kadın oyuncu olarak, torba suat'ın kavuşamadığı sevgilisi rolünde şahnaz çakıralp, nurten rolünün hakkını fazlasıyla vermiştir. amatör ruhlu mahalle futbolu endüstriyel futbola karşı savaşırken, hacı'nın aynur'a karşı hissettiği kronik tutku, kanserli zamana karşı mücadele etmektedir. semt kütürünü, umutları, dar sokakların ara paslarına gizlenmiş semt çocuklarının isyanını, mahalle maçlarının iki taştan kale arkasına gizlenen hayallerini, hep yakışıklı çocuklar tarafından tavlanan kızların, torba suat'ların ruhunda açtığı kapanmayan yaraları, kaybolup giden semt dayanışmasını, arkadaşlığı ve komşuluğu bu kadar naif bir kurguyla anlatabilmek büyük başarıdır.film izleyiciye; mahalle maçlarının ruhunu, esnafspor gibi amatör takımların futbol oynayabilmek için gösterdiği çabayı, çağın değişen koşullarına ayak uydurmaya çalışan semt insanlarının umut dolu hikayesini anlatırken arka plana eleştiriyi yerleştirir. artık nostalji olarak değer kazanan geçmiş zaman güzelliklerinin, mutlu olmak için tek geçer akçe olarak paranın ölçüt olmadığı devirlerin, vandalist kapitalizmin yıkıcılığı karşısında düştüğü durumu işler, bu durumun eleştirisini yapar. futbolda zamana yenilmiştir. devir değişmiş, ruhuyla top oynayan amatörlerin nesilden nesile aktarılan güzel futbol hikayeleri yerini mafyatik oluşumların sermayesiyle kurulan takımların başarı öykülerine bırakmıştır. mahalle arasında efsaneleşmiş amatör futbolcuların naif öyküleri değersizleşmiştir. film; endüstriyel futbolun saldırısı karşısında ortaya çıkan bu değersizlik ortamını, tüm karakterleri derinlemesine inceleyerek, kalpleri acıtan bir üslupla sunar. küçük şeylerle mutlu olabilen büyük yürekli insanların hikayesidir dar alanda kısa paslaşmalar. hayat; maddi manevi tüm engellerini, topa falsolu vurarak, ters köşeden sunmuştur esnafspor'un semtine. torba suat hayattan yediği golün acısını maçta çıkarmak ister. iyi bir takımları vardır ve tüm imkansızlıklara rağmen ayakta kalmak için mücadele ederler. hayatın fena halde futbola benzediğini bilen bu insanlar, ters köşeden yedikleri gollere üzülmek yerine, ayağa kalkıp beraberlik golünü atmak için mücadeleyi sürdürürler. aşklar, işler, hayaller, özlemler, umutlar, sevilen kadına hiç ulaşmamış mektuplar, asla kavuşulamayacak bir sevda uğruna sigarayla tüketilen ciğerler kalır esnafspor'dan geriye ama futbol onlara asla ihanet etmez.mahalle maçları kültünün tüm figürleri vardır filmde. her mahalle takımının olmazsa olmazı lakap sahibi futbolcular. suat, kıvırcık, lango, mercimek, ateş, onbaşı, alağaçlı, paşa, boncuk, selçuk, niyazi, turgay, semtin sevilesi siması bilge kişi, tecrübeli abi hacı, takımın yaşaması için müdadele eden semt esnafı, parasızlıktan dikilemeyen formalar, brezilya milli takımı'na özenerek seçilen sarı-yeşil formalar, antremanları izleyen semt fırlamaları, pencere kenarından futbolcuları izleyip çeyiz hayalleri kuran genç kızlar, top peşinde koşan çocuğunun bir baltaya sap olamayacağını düşünen babalar, mahalle delileri, berduşlar, kahvehane esnafı, fedakar fırıncı, semt için deplasman yollarında taşları yiyip kafası gözü yarılan tribün çocukları, hacıya sevdalı kalbini yaralanmış ruhuna gömen seks işçisi aynur abla. iki duble rakı eşliğinde, kanserli zamana inat tüketilen paket paket sigaraya gömer hayallerini hacı. çok sevdiği aynur'u görmek yetiyordur ona. yanında kalmak ister kalamaz. gitmek ister yine kendini aşkının kapısında bulur. aynur kirlenen bedeninden uzak tutmak ister hacı'yı. semtin kaldırımlarına gömdükleri, konuşulması yasak, hissedilmesi sevap, zamana yenik kırgın bir aşktır yaşadıkları. hacı; sevdiğini takım arkadaşına, yeni transfere, yakışıklı topçu serkan'a kaptıran torba suat'ı teselli eder. suat gerçeği bilir, hacı'nın çektiği acıyı görür ama konuşmaz. kendi acısını yaşar, nurten'e asla ulaşmayan aşk mektuplarının üzerine döktüğü gözyaşlarıyla.

esnafspor her maçtan mağlubiyetle dönerken çare semt lisesinde beden öğretmeni olarak çalışan çetin'den yardım istemektir. esnafspor umutla yaşar. çetin hoca takıma faydalı olur. mücadele bırakılmaz. inadına futbol oynar semt insanları. kazanmak veya kaybetmek faktörünü unutarak futbol oynamak kendilerini özgürleştirdiği için, futbol oynayarak mutlu oldukları için oynarlar. endüstri karşısında amatör futbollarını yaşatmak için giyerler brezilya milli takımından özenip diktirdikleri formaları. sahalardan çekilseler bile dar sokakların kaldırımlarında devam eder oyun. hacı giderken miras bırakır esnafsporu semte. semt namusu beller esnafsporu. torba suat nurten'i kalbine gömer. esnafspor yaşamalıdır ve nesilden nesile aktarılan bir futbol öyküsü olarak kazınmalıdır semtin kaldırımlarına. torba suat bayrağı taşır artık. dizleri taştan kalelere düşmekten kabuk bağlamış çocuklara, ''hayat fena halde futbola benzer'' mottolu antreman metodlarını öğretir.

tüm bunlar olurken futbol asla sadece futbol olmayan gerçek yüzüyle kırık sevdaların tek umududur. terkedip gitmez, uzaklaşmaz, nazlı bir sevgili gibi kavuşulmayı bekler futbol. yaralı kalpler esnafspor için dua eder gece gündüz, güzel bir gol, güzel bir çalım, güzel bir kurtarış için açılır eller gökyüzüne.

2 yorum:

  1. bu filmi defalarca seyrettim,yine seyretsem bıkmam heralde sanırım biz o amatör futbol düzenine özlem duyuyoruz.sokakta biraz top kovalamış her çocuk mutlaka birşeyler buluyor,hele ki bursa amatörünün kült figürü ulaşılmaz marka galeri metin'i görünce her amatör gibi zamana yenik düşüşümüzü görüyoruz... hacılar,yakışıklı serkanlar,sevdası büyük torbalar... şimdi;kentsel dönüşüm kurbanı olmuş,ölmeye yüz tutmuş mahalle gelenekleri,bir selam vermeyi külfet sayan çıkar ilişkileri üzerine kurulan dostluklar...

    "hayatta torba, yeşil kalmakta var sararmakta..."

    YanıtlaSil
  2. çoktan gönül arşivimize girmiştir bu film..ama daha da istemek hakkımız..böylesine bir futbol ülkesinden(!), sayısız filmler, hikayeler çıkmalıydı.

    YanıtlaSil