29 Nisan 2009 Çarşamba

Tatar Ramazan

üstünde elbise olmayan insanlarla, içinde insan olmayan elbiseler arasındaki farkı anlayabilenlerin filmidir tatar ramazan.gerçekten yaşamış eskişehir'li bir tatar delikanlısının hayatından uyarlanmıştır. garibanı düzen bezirgan saltanatı düzenine atılan tokattır ramazan. zidanların karanlığında ''şu dağlarda kar olsaydım'' türküsüyle mapusluklarını aydınlatanların destanı. mahkum bir tas soğuk çorbaya ekmek katık ederken, imtiyazlı ağanın kurduğu kızarmış tavuk sofrasını elinin tersiyle iten tatar'ın ateşle imtihanı. kuru ekmeğe sigarayı meze yapıp karın doyuran kader mahkumunun hikayesi. 700 kasaba, 70 vilayet, 7 düvelde nam salan, zalime cellat mazluma yunus olan, nice bolu beylerini deviren köroğlu tatar'ın sürgün yolculuğu. voltayı cezanın törpüsü yapıp, ''devlet ancak adaletli ve eşit olursa devlettir'' şeklinde haykırarak isyan eden, şarabi eşkiyaların umut veren masalı. ağzından maltepe cigarası düşmeyen meydancı satı dayının, ağalara ve yardakçıları gardiyanlara haraca kesilen, dışarda ve içerde borçlu yaşamaya mahkum ayakçıların, çay ocağını haraca kesen resmi üniformalı hırsızların, kumara borçlanmış kader mahkumunun, esrar postasında uyuşturulmuş, tepkisizleştirilip, tezgahın altında dönenlere isyan etmesin diye sindirilmiş fakirin, ağalık düzenine boyun eğdirilmeye zorlanan, hem devlet hem kısım çavuşları tarafından kanı emilen, isimsiz mapus damı kahramanlarının hikayesi. sinema tarihinin hapishane temalı filmleri içerisinde, kotarılabilecek en gerçekçi öykü.olay örgüsü çok yönlü olduğu için, düşünmeyi bilen ve izlediğiyle yetinmeyerek beyaz perdenin alt metinlerine gizlenmiş satır arası mesajların şifrelerini çözmeyi seven izleyici için milyonlarca defa seyredilse bıkılmayacak bir filmdir tatar ramazan. sınıf kavgası, bireyin devlete bakış açısı, suç ve ceza kavramlarının sorgulanması, dışarda ezilenlerin içerde ezilmeye devam etmesi, dışardaki eşitsizliğin içerde katmerlenerek çoğalması, hapishane gerçeği, 2009 türkiye'sinde hala devam eden fakiri daha çok fakirleştirip zengini daha çok semirten düzene başkaldırı, birilerinin bu oyunu bozmak için kendini feda etmesi gibi binlerce alt metni bünyesinde barındırır bu eser. ramazan türkiye'nin bütün hapishanelerine sürgün mahkum olarak gönderilirken, temizlediği ağaların, kısım çavuşlarının yerine başkaları hemen ikame edilir. ramazan yetişebildiği yerlerde garibanın sırtına binen yumruk katmerli olmasın diye resmi ideolojinin kitabına göre yeni ''suçlar'' işler ve cezası uzar, oysa gerçek suçlular cezaevi müdürlerinin imzalarıyla ramazan'ın sürgünlerini fırsat bilip fakirin sırtına yumruk vurmaya devam ederler. türkiye sineması için değil, dünya sinemasının tüm ekolleri içerisinde yılmaz güney'in duvar filmiyle birlikte, hapishane gerçeğini ve hapishanelerin kendi içlerindeki işleyişini ; en sert , gerçekçi, yalın haliyle anlatan filmdir diyebiliriz bu destan için.ramazan avluda elinde bıçak resmi otoriteye doğru haykırırken nazım ustayı selamlar aslında. ''burada vurulması gereken biri vardı , onu ben vurdum'' derken '' sen yanmasan, ben yanmasam, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa'' demektedir, anlayabilen zihinler için. mesaj açık ve nettir; birileri kendini feda etmezse bu kepaze düzen devam eder, ben kendimi feda ediyorum.

kadir inanır'ın bu filmdeki oyunculugunu kendisinden sonra cekilen filmlerde delikanli rolune cikan tüm jönler taklit etmeye calismis ama basaramamislardir. bu bakimdan türk sinemasında kadir inanir tatar ramazan serileriyle oyunculukta kendi ekolunu kurmustur. abdurrahman çavuş rolüyle rahmetli hayati hamzaoğlu ve serinin ilk bölümünde koğuş ağasını canlandıran rahmetli yaman okay tıpkı kadir inanır gibi oyunculuğun kitabını yazmışlar ve karakter oyuncusu nasıl olmalıdır ? konulu sinema derslerinde tez konusu olmuşlardır. bugün prison break alemi bu kadar heyecanlandırırken, yıllar önce bizzat içimizden çıkan bir hikaye ile çok daha gerçekçisi çekilmiştir bu topraklarda hapishane öykülerinin.

tatar ramazan bile bile lades diyen, bu adaletsiz düzenin iyi insanlar tarafından değiştirilmesinin imkansızlığının farkında olan ama pasifizmin rahat sularında kulaç atmak yerine, donkişotluk yaparak kendini yakmak uğruna ezilenler için savaşmayı göze alan, gerçek bir politik eylemcidir aslında. hücre cezalarına rağmen bildiği doğruyu söylemekten kaçınmaz. sevdiğininin çatıdan düşerek ölmesine neden olan idarenin timsah gözyaşlarına aldanmaz, düzenle barışmaz. onun kavgası imtiyaz verilen ağalarla olduğu kadar onları besleyen kirli ellerledir. istese rahatlıkla güce, paraya, huzura kavuşup, namının kaymağını yiyerek cezaevinden tahliye olup özgürlüğüne kavuşabilecekken o tercihini savaşmaktan, onurlu bir kavganın neferi olmaktan yana kullanır. ramazan namı 7 düvelde yayılmış olsa bile girdiği mapus damlarında kendisine sunulan rahat fırsatları hep elinin tersiyle iter, zindanlarda türkü söyleyen köroğlu olur.tüm bunların sonucunda, mahkumun gözünde hiç bitmeyecek gibi görünen, güçlülerin düzeni, egemenlerin dünyası yer ile yeksan edilir tatar'ın ağaların yüzünde patlattığı osmanlı tokatlarıyla. ramazan ; ''devlet devletse herkesin devleti olacak, herkese eşit davranacak'' derken de , ''abdurahman çavuş'u dışarı salan gardiyana ; - ulan biz mahkumsak o pezevenkde mahkum bu kapıyı açmayacaksın'' derken de, dışarda filmin unutulmaz karakterlerinden birisi olan kirmastılı'dan emaneti alırken ; - ben hasmıma bir defa bıçak sokarım çünkü ikinciyi vurmam, bana öyle bir bıçak yapki hasmımın içinde dönmesin'' derken de, hep bu düzenin ezilenleri için, mapus damında kendini feda eden donkişottur.-selam kader arkadaşlarım, selam yarenler, selam çile yoldaşlarım diyerek mapus damlarını gezerken, aslında bir hapishane fenomeninden öte, bir gariban babasıdır. mapus duvarında yazan mevlana sözüde dikkatli izleyiciler için filmin anlatmak istediği mesajın özetidir. ''ne elbiseler gördüm içinde insan yok, ne insanlar gördüm içinde elbise yok'' ayrıntısı oraya laf ola beri gele konulmuş bir ayrıntı değildir. mapus damında başların ayak, ayakların baş olması gerçeğini sunar bizlere ve tabiki kumar postasının dağıtılması, uyuşturucu satanların ramazan tarafından vurulması boşa değildir. ramazan devletin devlet olamadığı yerde adaleti sağlayan kişidir , oranın devleti, hakimi, kadısıdır aslında. ama devlet yargılaması gereken koğuş ağalarını yargılamak yerine daima ramazan'ı sürgüne gönderir.'' beni resimlerde gördüğünüz mahkumlarla karıştırıyosunuz galiba müdür bey. benim adım tatar ramazan ben bu oyunu bozarım!''...

velhasıl ''umudumuz'' ramazan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder